| Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
| ALIŞ | SATIŞ | ||
| USD | 0 | 0 | |
| EURO | 0 | 0 | |
Sonbahar ve Kitaplar
Sonbahar…
Sararmış yaprakların rüzgârla dans ettiği, sokakların sessiz bir hüzünle dolduğu mevsim. Ne yazın telaşı vardır bu günlerde, ne de kışın sertliği. Sonbahar, insanı durduran, düşündüren ve içindeki sesle baş başa bırakan bir geçiş mevsimidir. Belki de bu yüzden kitaplar, en çok bu mevsime yakışır.
Bir ağacın dalından usulca süzülen yaprak gibi, insanlar da sonbaharda ağırlaşır. Düşüncelerimiz daha derin, duygularımız daha görünür hâle gelir. Pencerenin kenarında bir fincan sıcak kahve, dışarıda hafifçe çiseleyen yağmur, içeride hafif bir kitap kokusu… Bütün bunlar, insan ruhunun aradığı sığınağı sunar.
Kitaplar, sonbaharda daha farklı okunur. Yazın telaşına karışıp hızlıca çevrilen sayfalar bu mevsimde ağırlaşır. Kelimeler, sanki daha çok düşünülmek ister; karakterler, daha yakın bir dost gibi görünür; hikâyeler, insanın içindeki özlemleri kıpırdatır. Belki de her sonbahar, biraz da ruhumuzun yaprak dökümüdür ve kitaplar buna en iyi eşlik eden dostlardır.
Sonbahar yalnızlığı öğretmez aslında; yalnız kalmanın güzelliğini öğretir. İnsanı kalabalıktan çekip kendi içine buyur eder. İşte kitaplar tam da o iç yolculuğun pusulasıdır. Bir romanın sayfaları arasında kaybolurken aslında kendimizi buluruz. Bir öykünün hüzünlü satırlarında teselli, bir şiirin sakin ritminde huzur ararız.
Belki bu yüzden birçok yazar, sonbaharı en verimli mevsimi olarak görür. Yaprakların hışırtısı, yağmurun penceredeki tıkırtısı, kahvenin tüten buğusu… Hepsi, yazmak için sessizce kurulmuş bir sahnedir. Edebiyat, bu mevsimde daha bir içli, daha bir samimi, daha bir olgunlaşmış hâlde görünür.
Sonbahar ve kitaplar…
Biri mevsimlerin en duygusalı, diğeri insan ruhunun en sadık yoldaşı. İkisi buluştuğunda ortaya çıkan şey ise derin bir huzur, dingin bir kabulleniş ve çoğu zaman yarım kalmış duygularımızla yüzleşme cesaretidir.
Bu yüzden belki de en doğru söz:
Her sonbahar, yeni bir kitabın başlangıcıdır.