Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Çarpı
Bir gün elime bir defter alıp, hayatımda değiştiremeyeceğim şeylerin listesini yapmaya kalkıştım. Ne çokmuş meğer! Bir dostun vedası, bir işin yarım kalışı, bir sözün geri alınmayışı, bir kaybın sessizliği… Hepsini yan yana sıraladım. Sonra baktım ki, yıllardır sırtımda taşıdığım yüklerin çoğu aslında elimde olmayan şeylerden ibaret.
İşte o anda aklıma çocukken oynadığımız bir oyun geldi: Defterde yanlış yaptığımızda, üstüne kocaman bir çarpı atar ve devam ederdik. İşte hayat da böyle değil mi? Bazen silmek mümkün değil; ama üstüne bir çarpı atıp sayfanın devamına geçmek mümkün.
Bir gün yağmura yakalandım. Şemsiyem yoktu, acelem vardı. İlk anda sinirlendim, “Tam da şimdi mi yağar?” dedim. Ama sonra fark ettim ki, o yağmurun altında yürümek bana uzun zamandır hissetmediğim bir serinlik ve canlılık vermişti. Yağmuru değiştiremezdim, ama ona bakışımı değiştirebilirdim. İşte bırakmak tam da buydu: hayatın kendi yolunu sürdürmesine izin vermek, benim de o yolun içinde dans etmeyi öğrenmem.
İyileşmek sandığımız gibi her şeyin yeniden kusursuz bir düzene girmesi değil. Kırılan bir vazo, yapıştırılsa bile eskisi gibi olmaz. Ama o kırık, içine ışık sızdırır; bambaşka bir güzellik taşır artık. Belki de biz de o kırık vazolar gibiyiz. Tam değiliz, kusursuz değiliz; ama ışığı sızdırdığımızda güzelleşiyoruz.
Şimdi dönüp baktığımda, hayatımda beni en çok güçlendiren şeylerin, aslında alt üst olduğumu sandığım zamanlar olduğunu görüyorum. Kontrolümün dışında gelişen o fırtınalar, beni başka yönlere savurdu. Bazen incittiler, bazen sürüklediler; ama sonunda hep yeni bir kıyıya vardım.
Belki de sır budur: Bırakmayı bilmek. Çünkü bırakmak yenilgiyi kabul etmek değil, özgürlüğü seçmektir. Değiştiremeyeceğimiz şeylere kocaman bir çarpı atıp, yolun devamına daha hafif adımlarla yürümektir.