| Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
| ALIŞ | SATIŞ | ||
| USD | 0 | 0 | |
| EURO | 0 | 0 | |
Kadın
Dünya bazen karanlık bir sokak gibidir: Köşeleri belirsiz, adımları temkinli, nefesi endişeli… Ama o karanlığı dağıtan hep aynı güç vardır: Kadının ışığı.
İnsanlığın yarısı kadınlardan oluşur; diğer yarısını ise yine kadınlar yetiştirir. Bu, yalnızca bir söz değil; dünyanın var oluşunu özetleyen en yalın gerçektir. Kadın, ilk yuvadır. İlk öğretmendir. İlk nefesin ritmidir. Bir toplumun çürümesi de, yeniden yeşermesi de çoğu zaman onunla başlar.
Bir köy düşünün… Toprağı sert, rüzgârı acımasız. Orada bir kadın yaşar: Ellerinde nasır, yüreğinde pamuk saklı. Sabahın ayazında su taşırken, çocuklarının defterini de aklında taşır. Günün birinde biri çıkar ve der ki:
“Karışma sen, elinin hamuru ile erkek işine.”
Kadın gülümser, o ağır ama dimdik tebessümüyle:
“Bu hamur ekmek yaptı, ev kurdu, çocuk büyüttü.
Dünyayı da yoğurur…Yeter ki engel olmayın.”
Çünkü kadının elinin hamuru; yalnızca un ve sudan değil, sevginin, şefkatin, cesaretin ve umudun özünden yoğrulur. O hamur yoğruldukça toplum güçlenir, vicdan büyür, kötülük geri çekilir.
Ne yazık ki, yüzyıllardır aynı sahne tekrar tekrar oynanır: Kadının sesi kısılmaya çalışılır. Adımları tutulur. Hakları törpülenir. Şiddet… Kimi zaman bir evin kapalı kapısında kimi zaman toplumun suskunluğunda filiz verir. Ama artık biliyoruz: Bir kadın sustuğunda yalnızca bir insan susmaz; bir neslin geleceği de sessizleşir. Bir kadın incindiğinde yalnızca bir beden acı çekmez; insanlığın vicdanı da kanar.
Kadına yönelik şiddete karşı çıkmak, sadece kadınların değil insanlığın borcudur. Bu, bir cinsiyet tartışması değil; bir medeniyet sınavıdır. Çünkü bir kadın özgürse, dünya nefes alır. Bir kadın öğrenirse, şehirler aydınlanır. Bir kadın güçlenirse, geleceğin temeli sağlam atılır.
Kadını eğitirsen dünyayı eğitirsin. Kadını incitirsen insanlığı eksiltirsin. Bu yüzden: Kadınlar “elin hamuru” ile erkek işine karışsın . Karışsın ki, yüzyılların çarpık düzeni sevgiyle yeniden yoğrulsun. Bir çocuğun alnına düşen öpücükte, bir öğretmenin sınıfa taşıdığı ışıkta, bir doktorun sabaha kadar sönmeyen nöbetinde, bir işçinin alın terinde, bir annenin sessiz duasında dünyanın yeniden kurulduğunu görürsünüz.
Kadın gülerse insanlık büyür. Kadın yaşarsa toplum yaşar. Kadın yürürse dünya ilerler. Unutmayın: Dünya, kadının dokunduğu yerde iyileşir. Onu korumak, yalnızca bir görev değil insan olmanın ilk şartıdır.