| Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
| ALIŞ | SATIŞ | ||
| USD | 0 | 0 | |
| EURO | 0 | 0 | |
Zehir
Kimseye hayran olmak ayıp değildir.
Aksine, birini takdir etmek; içindeki ışığın farkında olmaktır.
Bir melodiyi beğenmek, bir yazarın cümlesine hayran kalmak, birinin cesaretine gıpta etmek...
Bunlar büyümek isteyen ruhların işaretidir.
Çünkü gelişmek, başkasının parıltısına bakarken kendi ışığını yakmayı öğrenmektir.
Ama kıskanmak...
O, bambaşka bir gölgedir.
İnsanın kalbine sinsice sızar, kendi yetersizliklerini başkalarının başarısında aratır.
Birinin emeğini görmezden gelip, sadece sonucuna takılı kalmaktır.
Kıskançlık; içten içe “ben de isterdim” diyen bir kalbin, “ama onun hak ettiğini kabul edemem” demesidir.
Oysa hiçbir zirve, bir gecede tırmanılmaz.
Her gülüşün ardında sancı, her başarının arkasında sabır vardır.
Kıskanan kişi, başkasının zirvesine bakarken, kendi yolundaki basamakları unutur.
Ayakkabısına taş dolar ama suçu hep dağa atar.
Kıskanmak, yolda olmamak değil,
kendini yola çıkamayacak kadar yetersiz sanmaktır.
Bu yüzden kıskançlık bir duygudan çok, bir inkâr biçimidir.
İnsan kendi potansiyelini inkâr eder, sonra da başkalarının parıltısından rahatsız olur.
Oysa kalbin ışığını karartmakla, gökyüzü kararmıyor.
Kıskançlık bulaşıcıdır; önce bakışları kirletir, sonra kelimeleri, sonunda kalbi.
Seni senden uzaklaştırır, içini yorgun, ruhunu eksik bırakır.
Ve bir gün fark edersin; asıl yarış, başkalarıyla değil,
kendinle başlamakta geç kaldığın yarıştır.
Oysa ne güzeldir ilham almak…
Birinin başarısını görünce “Ben de yapabilirim” diyebilmek,
ve o sözü kalbinde yeşertmek.
Kendinle barışınca, kimsenin ışığı seni rahatsız etmez;
çünkü sen de parlamaya başlarsın.
Unutma:
Hak edilmemiş hiçbir kimlik taşınmaz, bulaşır, yorar.
Gerçek başarı, başkasının yoluna bakmadan yürüyebilmektir.
Kıskanmak karanlıksa, ilham almak ışığın ta kendisidir.
Ve kalbin, her zaman seçme hakkına sahiptir.