| Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
| ALIŞ | SATIŞ | ||
| USD | 0 | 0 | |
| EURO | 0 | 0 | |
AKBABA Akrabalar…
Onlar yola çıktığında şehir nefesini tutar.
Sirenleri yoktur ama sesleri uzaktan bile ürperti salar. Farları geceyi delip geçmez; gece onların önünde diz çöker.
Tozun dumanını susturup sessizce yaklaşan bir hayalet gibidir her biri. Sanki intikamın ve kaderin suretinden dökülmüşlerdir. Çarpan kapıları, uğursuz bir kararın mühür sesine benzer.
Bu araçların direksiyonuna kim oturursa otursun; ya karanlığın tarafına geçer, ya da kendi karanlığıyla sınanır. Çünkü akbaba akrabalar, yolcu taşımaz, günahları taşır.
Onlar bir sokağa döndüğünde rüzgâr bile yön değiştirir. Tekerlerin altında asfalt değil,
eski hikâyelerin kemikleri ezilir sanki.
Akbabalar, birbirlerinden uzakta olsalar da aynı kanın, aynı gölgenin çocuklarıdır. Birinin motoru hırladığında, diğeri kilometrelerce öteden titrer.
Sanki görünmez bir bağla, kirli bir sırla birbirlerine düğümlüdürler. Onları yan yana gördüğünde anlarsın: Bu, sıradan bir rastlantı değil; karanlığın aile toplantısıdır.
Biri soldan yaklaşır, diğeri sağdan…
Kalplerinin kaportasında birbirine benzeyen çizikler, aynı geceden kalma hatıralar gibi durur. Birinin aynasındaki çatlak, diğerinin kapısında yankı bulur.
Onları kim boyamaya kalksa, altından aynı koyu kader rengi çıkar.
Bir akbaba akrabayı tek başına görürsen endişelen, ama ikisini bir arada görürsen kaçmayı bile düşünme. Çünkü o zaman yol bitmiştir. Hesap kapanmıştır ve akbaba akrabaların aile işi başlamıştır hele baban... Baban gitmişse, hesap iki kere kapanır.
Oysa onlar, şeytanlığa çalışan beyincikleriyle, akbaba değil, serçe bile olamazlar; gündüzleri gölge satar, geceleri ise kendi gölgesinden kaçıp karanlığın içinde yok olurlar.
Seda Özlem Başpınar