Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Dilimize Sığınmak
Son zamanlarda katıldığım konuşmalarda, bildirilerde, konferanslarda bir şey dikkatimi acı bir şekilde yakalıyor. İnsanlar “farklı” görünmek, “çağa ayak uydurmak” adına, sanki büyülüymüş gibi yabancı kelimelerin arkasına saklanıyorlar. Cümleleri süslüyorlar, ama o süs çoğu kez kafa karıştırıp anlatılmak istenenin içini boşaltıyor.
Oysa Türkçe… Türkçe bir annenin kalbi gibi geniş ve şefkatli. Sözcükler, sessiz bir melodi gibi, en derin duygularımıza kadar dokunur. “Farkındalık” deriz; kim bilir kaç kelimeyle anlatmaya çalışıyorlar o basit gerçeği? Ama karşılığını Türkçe zaten sunuyor bize.Dilini hiçe sayan toplum, aslında kendini hiçe sayıyordur. Çünkü söz, insanın aynasıdır. Kendi kelimelerimizi bir kenara itip yabancı kelimelere sarılmak, kendi yüzümüze bakmamak gibidir. Kendimizi görmemek, kendi geçmişimizi görmemek gibidir.
Bugün katıldığım sunumlar da öyleydi. Amaç bilgi vermek, farkındalık yaratmak… Peki, neden sözcükler gizleniyor, neden anlatmak zorlaştırılıyor? Sertifika programlarına katıldım, kelimeleri anlamaya çalıştım; hepsinin Türkçe karşılığı vardı. Ama yine de anlaşılmaz bir duvar örülüyordu karşımıza. Kolay anlaşılacak bir bilgi, neden karmaşık bir dile bürünüyor?
Farkındalık, en önce kendi dilinde uyanmakla başlar. Türkçenin mükemmel karşılıklarını görmezden gelmek, “yabancı”nın cazibesine kapılmak, bilinç değil, bilinçsizliktir. Bu, sessiz ama derinden işleyen bir tüketimdir. Kendi kelimelerimizi tüketiyoruz, kendi sesimizi silip atıyoruz.
Konuşmak, yazmak, sahnede durmak… Hepsi bir köprü kurmak gibidir. Ama taşlarını başka yerden taşırsak, kendi toprağımızda sağlam bir köprü inşa edemeyiz. Bugün, her kelimeyi seçerken, her cümleyi kurarken asıl farkındalığın şunu bilmeliyiz: Kendi dilimizi korumak, ona sahip çıkmak, onunla yeniden ve yeniden köprüler kurmaktır.
Türkçe yalnızca kelimelerden oluşmaz; içinde biz varız. Bizim hikâyemiz, bizim sesimiz… Ve o ses, başka dillerde değil, kendi dilimizin sıcak kucağında yankılanmalıdır.