Gerçek dürüstlük, sadece kimsenin görmediği yerde doğruyu yapmak değildir. Asıl zor olan, bir yanlışı fark ettiğimizde, o rahatsız edici sessizliği bozma cesaretini göstermek dürüst olmanın en can alıcı noktasıdır. İşte sizlerle bu tema üzerine kaleme aldığim kısa öykü; 

Kırık Terazi
Bir zamanlar küçük bir kasabada dürüstlüğüyle tanınan bir bakkal varmış.
Onun terazisi, kasaba halkı için adaletin sembolüymüş.
Kim ondan alışveriş yapsa, “Bu terazide hile olmaz.” dermiş.
Bir gün komşu kasabadan yeni bir tüccar gelmiş. “Bir kilo pirinç tart bakalım.” demiş.
Bakkal pirinci tartmış ama terazi biraz eğrilmiş gibi görünmüş. “Belki bozulmuştur.” diye içinden geçirmiş ama belli etmeden  pirinci tartıp vermiş. Tüccar parasını ödemiş ve gitmiş.
Akşam olunca bakkal teraziyi kontrol etmiş.
Bir gözeneğe gizlice sıkışmış minik bir taş bulmuş.
Önce bunun nasıl olabileceğini düşünmüş  çünkü terazisine gözü gibi bakarmış.
Tüccar taşı bakkalın terazisine bilerek koymuş meğer! Ama asıl şaşkınlığı, kendi içine baktığında yaşamış. O an nefsine yenik düşerek kontrol etmediği için kendine  “Ben o an fark etmiştim ama sustum.Sessizliğim de hileye ortak oldu” demiş.
O günden sonra bakkal terazisinin üzerine şu yazıyı asmış:
 “Hata sadece yapanın değil, bunu 
fark edip de susanın da karşı koymayanında  günahıdır.”

                                           Sibel ATAPEK

Sibel ATAPEK

Okunma Sayısı: 43

Yorum Ekle

YAZARIN DİĞER YAZILARI